Uçarı ve maceraperest kafadarlarımız Ayıcık ile Kaplancık, hayallerinin ülkesi Panama'ya doğru çıktıkları yolun, onları nereye götüreceğinden habersizdirler. Yine de doğru yolda olduklarına dair inançlarını bir an olsun yitirmezler.
Minik Onur’un canı karpuz yemek istiyor ama önce yemek yemesi ve sofra toplanırken anne ve babasına yardım etmesi gerekiyor. O bunları yaparken, belki de onu bir sürpriz bekliyor.
Damla bugün ilk kez markete gitti. Babasıyla reyonları gezdi. Rengarenk meyveler, renkli renkli sebzeler Damla'nın çok dikkatini çekti. Her şeyin bir rengi vardı ama adları neydi?
Damla yeni güne gözlerini açtı. Koştu pencereden dışarı baktı. Dışarıda görülecek ne kadar çok şey vardı!
Bugün Damla ile annesi bahçeyle ilgilendi. Ama bu işin sonunda Damla'nın elleri kirlendi. Annesi'nin yardımıyla el yıkamayı da öğrendi.
Çürük dişler, bakteriler, mikroplar. Hepsinden kurtulmanın yolu çok kolay. Biraz diş macunu, bir adet fırça. Haydi Damla, sabah öğle akşam dişlerini fırçala.
Kaç gözümüz var? Kaç burnumuz? Kaç elimiz var? Peki bir elimizde kaç parmak? Say bak...